Uzaklar…uzaklar…
Uzaklar ne kadar uzak
Yakın neresi? ..
Yakınların neresi tuzak? ..
Ben mi benden uzağım,
Yoksa uzaklarda olan sen mi?
Sen yüreğim de, yüreğim de bendeyse şayet,
Uzakların bu cesareti nedir? ...
Kimedir bu gövde gösterisi?
Sen; seni alıp giderken,
Vicdanları ayaklar altına alıp
Sen; seni götürürken,
Düne ait tüm sayfaları kapatıp
Ben de kalan “sen” kimdi? ..
Sen mi aldanıyordun “seni götürdüğünü sanıp”
Yoksa sen giderken,
Seni yüreğime hapseden ben mi?
Seni hissedebilecek kadar yakınımdayken,
Feryadımı duyamayacak kadar uzak olmayı
Nasıl beceriyorsun?
“Bir şey” olarak, fersah fersah ötelerde iken,
“Her şey” olarak, bende olman,
Ne menem bir duygu?
Bu nasıl senaryo,
Bu nasıl jenerik,
Bu nasıl bir kurgu?
Aynı an! ..
Lakin iki ayrı mekan! ..
Birinde sen yaşıyorsun
Diğerin de hayatı sana ben taşıyorum! ..
Kendi ömrünü tüketmek varken,
Ben neden eriyorum?
Neden borçlandım ki sana,
Neyi ödüyorum?
Giden sensin! ..
Ben benden uzaklaşıyorum! ..
Gel-gitleri yaşatmaksa muradın,
Giden gelmiyor bil! ..
Ne kaldıysa geride;
Bir muamma, bir ifrazat
Ve her şey sakil! ...
Ayak izlerin bile gitmekte ardın sıra
Ve…… Gölgen bile kaçak! ...
Bir hesap var geride..,
Yakana yapışacak!
Beni de götürmeliydin,
“Seni” alıp giderken
Yarım yamalak kaldın bak! ...
Büyük kısmın bende
Ne zaman ki tebessümün donar! ..
Ne zaman ki sarsılırsın
Gidişini düşün! ...
Ve uzakları! ...
Ve beni de! ....
Sonra daha uzakları ara..
Kaç kaçabildiğince! ..
Unutma! .. En uzak yer,
En karanlık olan yerdir! ..
Ve” son nefes” ne kadar yakın! ..
Birden, her an ve her yerdedir
Ölüm! ..
Uzak olan en yakın! ...
Senden bile uzak lakin,
En uzak kadar yakın! ....
İyisi mi sen;
Hep uzaklarda kal! ..
Uzaklar bana daha yakın
Sakın yaklaşma sakın! ...