Küçük ve geri kalmış bir sömürge ülkesi olan Finlandiya'nın, kısa süre içinde eğitim ve kültür hamlesi ile nasıl kalkındığını anlatan klasik bir kitap olan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Timaş Yayınları tarafından yeniden yayınlandı.
Rus yazar Grigory Petrov'un çeşitli aralıklarla çıktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlardan oluşan bu kitap, kısa sürede birçok dile çevrilerek dünyanın her tarafına yayıldı. Petrov, kendini milletine ve ülkesine adamış bir avuç aydın ve din adamının, karış karış her köyü gezip, gönül tokluğu ve özverili çalışmalarıyla insanları nasıl motive ederek kalkınma hamlesi başlattıklarını akıcı bir dille anlatıyor.
Kitabın önsüzünü kaleme alan D. Bojkov, Finlandiya'yı bakın nasıl anlatıyor:
"Gara inersin, bir yolcu gibi büfeyi ararsın. Bütün Avrupa'da büfenin ne olduğunu, orada herşeyin üç misli, beş misli fiyatla satıldığını herkes bilir. Fin büfesinde, Fin lokantasında olduğu gibi, bildiğim kadar, hiçbir şey satılmaz. Büfeye sofra kurulur. Yemekler büyük bir orta masasına konur. Rafların bir kenarından her çeşit tabak, kaşık, bıçak, çatal görünür. Herşey masaya açık olarak konulmuştur. Kimse dağıtım yapmaz. Yemek, içmek isteyen her yolcu dilediği şeyi kendisi alır, doldurur. Doyasıya yer, içer. Öğle, akşam yemekleri için bir ya da bir buçuk markı kendisi kasaya öder.
Viburg'ta otelde (Fince: ravintola) iki hafta kadar kaldığım halde kaç gece yattığımı, ne zaman gideceğimi, kaç defa öğle ve akşam yemeği yediğimi bilmiyorlardı. Hesabı benim yapmam, ona göre para ödemem gerekti.
Tramvaya binersin, biletçi yok. Kontrolör yok. Parayı kutuya atar, dilediğin yere gidersin. Finli bir öğretmen bunun nedenini şöyle açıkladı: Rusya'da, bütün Avrupa'da olduğu gibi, halka güven olmadığı için bilet satılırsa, kondoktörü denetlemek için kontrolör konulursa, ya kontrolörleri kim denetlesin? Biz, kontrolöre değil, halka, insanlara inanırız..."
Kitabı okurken, zaman zaman bugünkü Finlandiya'yı Finlandiya yapan Snelman'ın faaliyetlerini ve gittiği yerlerde halka hitaben yaptığım konuşmalarında Osmanlı'yı örnek gösterdiğine şahit oluyoruz. Osmanlılar'dan Türkler diye bahseden Snelman, "Neden biz de muasır devlet olmayalım"a çıkan sözler sarfediyor. Nereden nereye? Örnek gösterilen bir ülke konumundan bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda hayıflanmamak elde değil.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde