The Joker - The Joker Hakkında - The Joker Biyografi
Joker, çizgiroman kahramanı Batman'in en büyük düşmanıdır. Joker 1989 tarihli Batman filminde Jack Nicholson tarafından canlandırılmıştır. 2008 yılında vizyona giren Kara Şövalye'deki Joker karakterini, film çekimleri bittikten sonra hayatını kaybeden Heath Ledger canlandırmıştır. Jack Nicholson'un canlandırdığı Joker rolüne oranla daha çok şiddetten yana ve karanlık tarafı ağır basan yenilenmiş bir Joker'i oynayan Ledger, karakteri de kendi gibi ölümsüzleştirmiştir.
İlk ortaya çıkışı
CBR'ın sinemaya uyarlanmış ve edebi yönü olan Batman efsanesinin kötü adamı olan the Joker, ilk olarak 1940'ta ortaya çıktı. 1950'lerde çizgi roman endüstrisinin fırtınalı bir dönem geçirip düşüşe geçmesinin ardından, Joker karakteri 1960'lı yıllarda televizyonda görünmeye başladı.
Modern değişimi
1973 yılında yazar ve sanatçı takımı olan Dennis O'Neil ve Neal Adams, Batman'in daha modern versiyonunu oluşturmakla görevlendirildiler. Yenilenmenin bir parçası olarak Joker DC çizgi romanının sayfalarına 1973 Kasım'ında 251. bölümle geri dönüş yaptı. Joker'in beş yolluk intikam hikâyesi ile gelişigüzel ve vahşi olan cinayetler işleyen, Batman'e ve kendisini durdurmak isteyen Gotham şehri polisine meydan okuyan psikopat bir katil olarak ortaya çıktı. O'Neil ve Adams, karakteri köküne geri götürdü ve bir kez daha dünyanın en iyi detektifi açısından onu değerli kıldı. Aynı zamanda Joker'in evi olan Arkham Asylum ilk kez bu dönemde belirdi.
O'Neil ve Adams, Batman'de yaptıkları iş açısından övgü ile karşılanırken, gelecek bölümlerde Joker karakterini belirleyen diğer ekip Steve Englehart ve Marshall Rogers oldu.
Yeni unsurlar
Englehart ve Rogers
Englehart ve Rogers, 1977 Ağustos'unda detektif çizgi romanlarının 471. bölümü ile başlayarak, Gotham'daki belli yer izlerinin ve Joker'i etkisi altına alan derin ruhsal denge bozukluğunun da dahil olduğu birçok Batman dünyasının yeni unsurlarını oluşturdular. ve bu karakter insanı kendine yaklaştırır ve bidahaki sahnede acaba joker ne yapacak diye merakla bekletir
Gülen balık
1978'in Mart sayısının 475. çizgi romanının bölümünde gülen balık hikâyesi yer aldı. Joker, balığa gülme ifadesi kazanmasına neden olan bir kimyasal kullandı. Bu imkânsızlığı başararak ve şehirdeki tüm balıkları yok ederek kendine bir marka yarattı ve böylelikle satılan her balık ona kar kazandırdı. Bu fikirdeki saf insanlık duygusu, Joker'in bu düşüncenin ne kadar saçma ve çılgınca olduğunu ifade etmeye çalışanları tehdit etmeye, onlara saldırmaya ve onları öldürmeye başlamasının dışında gülünçtü.
Delilik
Joker, iki bölümlük hikâyede yalnızca üç kurbanı öldürdüğünde, daha o zamandan okuyucu deliliğinin üst safhaya ulaştığını anlamıştı. Hikaye 1978'in Nisan'ındaki detektif çizgi romanın 476. bölümünde son bulduğunda, yazar Steve Englehart, Joker'i geride ceset bırakmadan öldürdü.
İlk Joker hikâyesi
Joker aynı zamanda onun kendi kitaplarında da başrol oldu. Birinci Joker hikâyesi 1 Mayıs 1975’de kitap raflarındaydı ve dokuz bölüm boyunca devam etti. Başlıkta Joker hem kahramanlarla, hem de kötü adamlarla savaştı. O'Neil ve Adams'ın hikâyelerinde oluşturulan ruh sağlığı problemleriyle birlikte devam eden dokuz bölümde yedi cinayet daha işledi. Başrol oyuncusu olsa bile kargaşa düşkünü olan kaçık bir adamdı. Fakat 1970'ler Joker'i Batman'in baş düşmanı olarak gösterseydi, 1980'ler kötü adamı başlı başına bir karakter olarak yükseklere çıkarırdı.
Frank Miller
1980’ler sonlarında, yazar ve sanatçı Frank Miller Marvel çizgi romanından DC Miller'a geçti ve kendine Daredevil ve Wolverine serilerindeki gibi bir film karakteri ve film stili oluşturdu.
Kara Şövalye'nin Dönüşü'de Joker
1986 Şubat'ında Miller, Batman'in yazarları için yeni bir standart oluşturacak dört konuluk bir seriye başladı. Bu aynı zamanda Joker için de geçerliydi. Adı "Kara Şövalye Geri Dönüyor" olan seri, bir Batman serisiydi. Miller’ın hikâyesi gelecekteki 20 yıl içerisinde Gotham şehrinde geçiyordu. Batman artık geri çekilmiş ve Joker katatonik bir devlette bir asır geçirmişti. Batman tekrar ortaya çıktığında, Joker kara şövalyeyi televizyonda görür ve uykusundan uyanır. Psikoloğunu ruh sağlığının iyi olduğuna ve sayısız yanlış yaptığı şeylerden pişmanlık duyduğuna ikna eder. Böylelikle ulusal televizyona çıkar ve başta seyirciler olmak üzere önceden yaptığından daha fazla öldürme alemlerine başlar.
Öldüren Şaka'da Joker
1988'in Mart’ında, yazarlığını Alan Moore ve sanatçı Brian Bolland’ın yaptığı Öldüren Şaka adındaki tek vuruş formatlı bir çizgi roman oluşturuldu. Günümüze uyarlanan hikâye, Joker'in bir kez daha Arkham Asylum'dan kaçışını anlatıyor. Joker, komiser Jim Gordon'u kaçırır, bağlar, işkence eder ve adamı delirtmeye çalışır; sırf kötü bir gün geçiren herkesin delirebileceğini göstermek için. Bir yandan hikâye ilk olarak 1951'de ortaya çıkan Red Hood’un ayrıntılı versiyonuna da dönüş yapar. Öldüren Şaka versiyonunda, Joker kötü şans sonrasında kafayı yemiş, oldukça normal ve adil bir insan olarak ortaya çıkar. Geri dönüşlerde Joker tuhaf bir elektrik kazasında ölen hamile karısı yüzünden suça yönelen başarısız bir komedyen olarak ortaya çıkar. Batman ile karşı karşıya gelmesi, Joker'i tenini beyaz ve tonlarına, saçını ise yeşile döndürecek kimyasallara yöneltir. Böylelikle Joker oluşur.
Romanda Joker'in ortaya çıkışı
Öldüren Şaka Joker'in nasıl ortaya çıktığını gösterirken, kitap Joker'in "Bazen bu şekilde bazen de başka bir şekilde hatırlıyorum...Eğer bir geçmişim olacaksa, çoktan seçmeli olmasını tercih ederim" diyerek güvenilir bir anlatıcı olmadığını itiraf etmesini konu ediyor. Bu açıdan Joker'in gerçek kökeni belirsizliğini koruyor.
Öldüren Şaka aynı zamanda Joker’in Batgirl’in gerçek kimliği ve şube müdürü Jim Gordon'ın kızı olan Barbara’yı sakat bırakmasıyla hatırlanır. Planın bir parçası olarak Jim Gordon’u eşiğin dışına sürüklemek için Barbara’ya kendi evinde saldırır ve bel kemiğine ateş ederek onun felç geçirmesine sebep olur. Bunda Joker Batman ailesinde bir iz bırakma amacındaydır. Barbara 20 yıl tekerlekli sandalyede kalır fakat bu iz son olmayacaktır.
Jason Todd'un ölümü
Dick Grayson, Robin olarak geri çekildikten sonra Nightwing olarak bilinen bir kahraman olmaya başladı. Jason Todd adındaki küçük bir sokak çocuğu da yeni Boy Wonder olmak için kadroya katıldı. Jason Todd, tatışmalı bir şekilde DC çizgi romanın en az popüleriteye sahip karakteriydi. Bu yüzden şirket, hayranlara Todd'un 1-900 numaraları aracılığıyla gerçekleştirilen oylarla ölmesine ya da yaşamasına karar vermeleri için bir şans verdi. 10.000 oyun çoğunluğu ikinci Robin’in ölmesini istiyordu. Jason'ın ölümünü tasvir eden hikâye dizisinin adı Ailedeki Ölüm oldu. Aralık 1988 ile Ocak 1989 arasındaki 426. ve 429. bölüm boyunca Batman'e konu oldu. Robin'i öldüren elbette Joker oldu.
En kötü anne
Ailedeki Ölüm, Jason Todd'u uzun zamandır kayıp olan annesini bulması hususunda soru işaretlerinde bıraktı. Sheila Hywood adındaki yardım gönüllüsü olarak çalışan annesinin yaşadığını öğrendiği yer olan Etiyopya'ya yönlendirdi. Batman ailesi hiçbir zaman kolay şeyler yaşamadığı için, okuyucular Sheila'nın Joker tarafından kaçırıldığını ve yardım acentesinden alıkoyulduğunu anlamıştı. Trajik olarak Sheila, Jason'ı Joker'e verdiği için tarihteki en kötü ebeveyn unvanını almıştı. Joker'in biraz karışık olarak tanımladığı sonraki vahşi bir olayda, kötü adam annesi ve Robin'i bomba olan bir depoda tuzağa düşürüp bırakmadan önce levye ile Robin'i yaraladı. Batman ikisini kurtarmaya geç kaldı ve Robin ile annesi patlamada öldü. Bunu takiben farklı hikâyeler arka arkaya geldi.
Ayatollah Khomeini ile buluşma
Sheila ve Jason Gotham şehrine geri götürülüp yakıldıkları zamanlarda, Joker 1980'lerde İran'ın gerçek hayatı çok fazla irdeleyen bir lider olan Ayatollah Khomeini ile tanışır. Khomeini, Joker’e İran’ın Birleşmiş Milletler temsilcisi pozisyonunu teklif eder. Diplomatik dokunulmazlık ile korunan Joker, Batman’in kendisine saldırmasını sağlamak ve uluslararası bir olay başlatmak için öldürme alemlerine devam eder. Bir diplomat olarak Joker ilk önce Birleşmiş Milletler'de bir konuşma yapar. Bu sırada havaya zehirli olan gazı verir. Güvenlik görevlisi kılığındaki Superman zehiri soludu ve günü kurtardı. Joker'in şansı kendi adamları tarafından rastgele atışlarla vurulup helikopterinin denize düşmesiyle devam etti. Her zaman olduğu gibi ceset ortada yoktu.
Batman filmi
1966'daki Batman filmindeki görünümünün ardından, Joker ikinci kez 1989'da Suçun Palyaço Prensi olarak Jack Nicholson ile birlikte çıktı. Batman rolünü de Michael Keaton üstlendi.
Tim Burton'ın yönetmenliğini yaptığı filmde Joker, Gotham'ın yer altı suç dünyasının üyesi olan Jack Napier'di. Jack ve ekibi Axis kimyasal bitkilerine yöneldikleri vakit, Batman olaya müdahale etti. Suçlu ortaya çıktığında oldukça yaralanmış ve o gülünç palyaçoya dönüşmüştü.
1989'un geri kalan Batman filmi Batman ve Joker arasındaki yükselen savaşı anlatıyor. Aynı zamanda mitolojinin bu ürününde Jack Napier, Bruce Wayne'in ailesinin katilidir. Bu eşitliğin birazı aslında son savaşta Batman’in yaptıklarının Joker’i ortaya çıkarması, aynı şekilde Joker’in de Batman’i ortaya çıkardığını fark etmesiyle gösteriliyor. Filmin sonunda Joker bir katedralin tepesinden düşerek ölüyor.
Batman filminin başarısı hiçbir zaman ilk film olan Tim Burton'ınkinin seviyesine ulaşmayan üç devam filmini daha beraberinde getirdi. Yinede sonuç olarak Batman birkez daha oldukça pazarlanabilen bir ürün haline geldi.. 5 Kasım 1992'de Batman animasyon serisi Fox televizyonu ağında gösterildi.
Animasyon Joker
Palyaço prens 11 Kasım 1992'de serinin "Joker’in İyiliği" adı altında yedinci bölümle ortaya çıktı. En çok Yıldız Savaşları'ndaki Luke Skywalker rolüyle tanınan Mark Hamill devasa bir övgüyle Joker’i seslendirdi.
Emmy ödüllü Batman animasyon serileri üç yıl devam etti. Batman: Hayaletin Maskesi adı altında tiyatro olarak oynandı ve bunu Yeni Batman Maceraları, Yeni Batman/Superman Maceraları, Batman Ötesi, Adalet Ligi ve Hak: Kısıtlanan Lig” takip etti. Tüm bu beş seriye Hamil ses yeteneğiyle Joker karakteri olarak başrollük etti.
Batman Ötesi'nde Joker
1999’da gösterilen Batman Ötesi, gelecekteki 20 yıl boyunca animasyon dünyasına öncülük etti. Bruce Wayne'in geri çekilmesiyle Gotham şehri yeni bir Kara Şövalye'ye ihtiyaç duyar. Terry Mc Ginnis adındaki genç adam Wayne’in yerini alır ve yaşlı Wayne’in vesaletiyle suç üzerindeki savaşına başlar. Serilerde McGinnis’in yüzyüze geldiği temel düşman Joker gangsteridir. Caniler kendilerini temalandırırlar ve Joker’den sonraki görünüşleri Batman Ötesi: Joker'in Dönüşü'ndeki o ideal figürdür.
Filmde, Joker aslında 2050 yılının dünyasına geri döner. Batman'in animasyon dünyasının ikinci Robin’i olan Tim Drake’in Joker tarafından kariyerinin başında işkenceye maruz kaldığını ve yoldan çıkıp bir Joker olması için beyin yıkamaya maruz kaldığını biliniyor. Yıllar sonra Joker’in öldüğüne; yeni, genç, tehlikeli ve bir başka Joker’in Gotham şehrinin gangsterlerinin kontrolünü ele geçirmek için ortaya çıktığına inanılır. Hikayenin gidişatı boyunca Joker’in artık bir yetişkin olan Tim Drake'in bedenini kendi bilinç ve DNA'sını bir mikroçipe kopyalayarak ve Drake’in beynine yerleştirerek ele geçirdiği görülür. Yeni Batman Joker'i öldürür, mikroçipi yok eder ve Joker sonunda ölür.
Kimsenin Toprağı
Bu arada DC çizgi romanının sayfalarına geri dönüldüğünde, Batman ailesinin başlığının (Mart 1999 ve Kasım 1999 tarihleri arasında) Kimsenin Toprağı olarak adlandırılan günümüz hikâyesi ile işgal edildiği görülür. Hikayede Gotham şehri 7.6 büyüklüğündeki ve iki ayrı şiddetlerdeki depremlerle sarsılır. Sonuç olarak Birleşik Devletler hükümeti Gotham’ı kimsenin toprağı olarak adlandırır. Şehrin içine girmiş olduğu kaostan geriye kalan, bu boş kara parçası üzerinde hükümdarlık kurmaya çalışan gangsterlerdir. Bu karmaşa arasında Joker, kendisi için küçük bir bölge kurar. Bu hiç kimsenin toprağındaki faaliyetleri azdır. Yeniler geldikçe ve karantina kaldırıldıkça Joker kimsenin yokluğu sırasında doğan tüm çocukları öldürme kararı alır. Komiser Gordon'ın karısı olan Sarah Essen, Joker ile polis karakolunda karşılaşır. Essen vurulur ve olay sırasında ölür.
Son Gülüş
Son yüzyıldan başlayıp Joker'in de dahil olduğu her olayı içine almak imkânsızken, tek bir hikâye DC Universe (DC Evreni) üzerinde çok derin bir etki bıraktı: Joker: Son Gülüş. Joker, bir beyin tümöründen öleceğine inanır ve son şarkısı olarak da devasa bir cinayetin planını yapar. Palyaço, azılı katillerin bulunduğu hapishane olan Slab'dekilere o meşhur zehiri enjekte eder ve tüm mahkumlar Jokerleşmiş bir hal alır. Başkan Lex Luthor yönetimindeki Amerika Birleşik Devletleri, Joker'e karşı savaş ilan eder. Karşılığında Joker, adamlarını Lex'in peşine yollar. Sonunda anlaşılır ki Joker'in kendi görünümlü adamları, ölüm korkusuyla Joker'in psikolojisini kontrol altına almak isteyen bir doktor tarafından değiştirilmiştir. DC Universe'in kahramanları, Joker'in kız arkadaşı Harley Quinn'in de yardımıyla kötü adamları normale çevirmek için bir panzehir yarattılar. Karmaşa sırasında, yanlışlıkla Robin'i öldüren kişinin Jokerleşmiş bir katil olan Killer Croc olduğuna inanılır. Nightwing, Joker'i haklar ve daha Batman tarafından hayata döndürülen Joker'i öldürür.
Geçen yüzyıl Joker'in Bay Mxyzptlk'ı ele geçirmesine, dünyayı yeniden kendi tarzında yaratmasına, Red Hood'un kimliğinin mezardan kalkıp gelen Jason Todd tarafından çalınmasına ve kaderden kaçış olarak Lex Luthor'un kötü adamlarından oluşan bir gezegenin oluşmasına sebebiyet verir.
Joker, Batman gibi giyinmiş dolandırıcı bir polis tarafından yüzünden vurulduktan sonra Arkham Asylum'a geri döner. Estetik cerrahisi ona konuşmasına imkân vermeyen bir gülüş kazandırır. Hamle yapma fikri kırılgan ve bulanık aklını oynattırır. Joker, Batman tarafından vurulduğuna inanır, çünkü ona göre Batman cinayette uzmandır.
Sonunda, Joker intikam tanrısı Batman gibi çarelerle donatılmış geniş bir karakterdir. 1928'de Gülen Adam adıyla sessiz sinemada gösterilmesiyle Joker'in mirası bir kez daha kötü adamı ekrana getirmiştir.
Kara Şövalye'de Joker
Üçüncü canlı aksiyon filminde Joker'i, çok ses getiren Brokeback Mountain filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen Avustralyalı genç oyuncu Heath Ledger tarafından canlandırdı. Filmdeki Joker'in anlatımının 1940'lardaki o ruh hastasınınkiyle aynı olduğu görülüyor. Önceki yıllarda yapılmış bir film görüşmesinde Entertainment dergisinden Owen Gleiberman, Ledger'ın tanımlamasını şu şekilde ifade ediyor:
“ Bunda, ölümünden önce tamamladığı son performansta Ledger manyak bir haz oluşturmuştu ki bu cesur bir aktör olan Marlon Brando gibi yaşamış olabilme ihtimalini kuvvetlendiriyordu. Belki de daha iyisiydi. ”
Kara Şövalye, 18 Temmuz 2008'de Amerika sinemalarında ve IMAX tiyatrolarında gösterilmeye başladı.
Joker'in unutulmaz repliği, yüzündeki daim gülümsemeyi borçlu olduğu yarayı açıklarken söylediği "Why so serious?" olmuştur. Yüzündeki yara için birden fazla açıklama yapan Joker'in açıklamalarından biri eşi için yaptığı fedakarlık, diğeri alkolik babasının sarhoşluğudur.