Gül Ölümü

Herhangi bir evin
herhangi bir odasında
kırmızı bir gül ölümü solumakta

I

sen şimdi kara bir kuşkusun
kalabalık bir şehrin yitiklerinde
mavi ellerini de siyaha boyuyorum
öylece kalıyorsun kendi cehenneminde

II

herşey çok boyutlu
ellerinde yumuşacık bir İstanbul
ellerin yine mavi
İstanbul
martıların,
geçip giden suların,
gemilerin çığlığında şimdi.

III

Madem ki öleceğim
bir deniz ortasında ölmeliyim
ya da bir gece yolculuğunda
ve
mutlaka mavi olmalı kefenim

IV

gölgelerimiz
yan yana uzamıştı cadde boyu
kızkulesi sağımızda
kalıyordu
tütün, şarap ve balık kokuyorduk
ve
zaman korkmadan geçiyordu
suların üzerinden
İstanbul
beyoğlu sokaklarında
dileniyordu,
balık tutuyordu boğazın serin sularında,
çığlıkçığlığaydı.
köprüler
enikonu serilmişti
suların üzerine

insanlar boyuna yoksullardı
bir çocuk
hiç durmadan simit satıyordu
bir adam
yoksul sandalyesinin dibinde
köprü altında
upuzun yatıyordu.
herkes kendi dünyasındaydı.
biz
neresindeydik
kendimizin?
masmavi, ipincecik bir ipti yaşamak
en çok sustuğumuz yerde kanıyordu
yalnızlıklarımız eşitlenmişti
bundandı belki durup durup
hüzünlenmeler de
en güzel yanılışım demek isterdim
ellerinin maviliğine